19 Nisan 2012 Perşembe


Osmanlı İmparatorluğu Ordusu veya resmi adıyla Ordu-yi Hümâyûn (Osmanlıca: اردوي همايون) Osmanlı İmparatorluğu'nun ordusudur. Osmanlı İmparatorluğu Ordusu'nun tarihi iki ana döneme ayrılabilir. Klasik Dönem, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşu olan 1299 yılı ile 19. yüzyılın başlarındaki askeri reformlar arasındaki dönemi kapsamaktadır. Modern Dönemde ordu; Kara Ordusu, Deniz Ordusu ve Hava Ordusu olmak üzere üçe ayrılmıştır.

Kara Ordusu



Osmanlı ordu teşkilatı, Anadolu Selçukluları, İlhanlılar ve Memlüklüler devletlerinin askeri teşkilat yapılarından belirli ölçülerde yararlanılarak kurulmuştur.Osmanlı İmparatorluğu Ordusu'nun Başkomutanlık görevini Hakanlar yapmışlardır.
Yaya ve atlılardan oluşturulan kısma "yaya”, süvarileri ise "müsellem” şeklinde adlandırılmıştı. Kapıkulu Ocakları'nın kuruluşuna kadar savaşlarda fiili olarak hizmet gördüler.
Osmanlı Devletinin temeli atılırken süvari olan beylik kuvvetlerinin yerine vezir Alaâddin Paşa ile Kadı Cendereli Kara Halil'in tavsiyeleriyle Türk gençlerinden oluşan ayrı ayrı biner kişilik yaya ve müsellem isimleriyle muvazzaf iki sınıf piyade ve süvari kuvveti kuruldu.
Osmanlı Devleti’nin beylik-devlet siyasetinden imparatorluk siyasetine geçişi imparatorluk içinde bağımsız güç bırakmak istemeyen, merkezi otoriteyi devşirme-kapıkulu-yeniçeri-enderun sistemiyle sağlamlaştırmak isteyen II. Mehmet ile başlamıştır.
II. Mehmet Yeniçeri ocağına büyük önem vermiş Çandarlı ailesinden sonra vezir-i azamlığa devşirme-kapıkulu kökenliler getirilmeye başlanmış ve yeniçeri-devşirme aristokrasisi Cem ve II. Beyazıt arasında çıkan taht kavgasında belirleyici rol oynayarak tımarlı sipahi-Türk aristokrasisine karşı üstünlük sağlamışlardır. Ayrıca bu devirde çok fazla kadın alış verişi olmuş,ilişkileri arttırmıştır. Kanunî Sultan Süleyman'ın ölümü ile, devletin henüz karalarda üstünlüğü, iç denizlerde hakimiyeti ve sosyal düzeni devam etmekte idi. Duraklama Döneminde artık ihtiyaç kalmayan yaya ve müsellemler ve voynuklar gibi bazı eski askeri birlikler kaldırılmıştır. Kapıkullarının sayısı 1610'larda 40.000'e çıkmış, tımarlı sipahi sayısı 20.000'e düşmüştür. Sonuç olarak, tımar sisteminin bozulmasının en olumsuz tarafı, devletin iktisadi yapısına yansımasıdır.
Gerileme döneminde, Avrupa örnek alınmaya çalışılmış, teknik ve ekonomik alanlarda yapılanmaya gidilirken Donanmanın yenilenmesi gibi askeri birtakım yenileşme çabalarına gidilmiştir.
-III. Murat döneminden itibaren kapıkulu ocaklarına kanunlara aykırı asker alınarak sayılarının artırılması
-Yeniçerilerin geçim sıkıntısını ileri sürerek askerlik dışında işlerle uğraşmaları
-İltizam sisteminin yaygınlaşması üzerine tımar sisteminin önemini kaybetmesi ve eyaletlerde asker yetiştirilmemesi.

-Denizcilikle ilgisi olmayan kişilerin donanmanın başına getirilmesi

-Avrupa’da meydana gelen harp teknolojisindeki gelişmelerin takip edilmemesi gibi etkenler Osmanlı askeri sisteminin bozulmasına neden olmustur.

Kapıkulu Ocağı




Kapıkulu Piyadeleri ve süvarilerinden oluşmuştur.

Kapıkulu Piyadeleri; Acemi Ocağı, Yeniçeri Ocağı, Cebeci Ocağı, Topçu Ocağı, Top Arabacılar Ocağı, Humbaracı Ocağı, Lağımcılar, Sakalar, Solaklar
Kapıkulu Süvarileri: Silahtar, Sipahi, Sağ Ulufeciler, Sol Ulufeciler, Sağ Garipler, Sol Garipler'den oluşmaktaydı.


Eyalet Askerleri:
Yerli Kulu; Azab, Sekban, Tüfenkçi, İcareli
Serhat Kulu: Deliler (Deli), Gönüllüler, Besliler, Topraklı Süvari, Tımarlı Sipahiler ve Akıncılar

Modern Osmanlı Ordusu



Osmanlı kara Kuvvetlerinin yeniden teşkilatlanması, Balkan Savaşları yenilgisinin hemen sonrasında başlanarak, I. Dünya Savaşı öncesinde tamamlanmıştır. Bu teşkilatlanmaya göre Kara Kuvvetleri, Harbiye Nezaretine bağlı dört ordu müfettişliği halinde, biri bağımsız 13 kolordu ve bunlara bağlı 38 piyade tümeni (ikisi bağımsız) ve dört süvari tümeninden oluşmaktaydı. Ayrıca Çanakkale ve İstanbul Boğazları ile; Çatalca, Edirne, Erzurum, İzmir Müstahkem Mevkileri de Kara Kuvvetleri Teşkilatında yerlerini koruyorlardı.

I. Dünya Savaşı Cephelerinde Osmanlı Ordusu



Çanakkale Cephesi: Birinci Ordu, Beşinci Ordu ve Çanakkale Boğazı'nın savunmasından sorumlu 3. Kolordu ve 15. Kolordu. Çanakkale Cephesinden sorumlu Birinci Ordu karargahı İstanbul'daydı ve 4 kolordudan oluşmaktaydı. (4. Kolordu 3-4 Kasım 1914'te İzmir'e nakledilmiştir.)
Kafkasya Cephesi: Üçüncü Ordu Kafkasya Cephesi'nden sorumludur ama 1915, gelindiğinde yok denecek kadar azaldığında İkinci Ordu ile takviye edilmiş ve bu iki ordunun durmu Mart 1917'de yok denecek duruma geldiğinde Kafkas Ordular Grubu oluşturulmuş ve Haziran 1918'de taarruz amaçlı Doğu Ordular Grubu olarak yeniden düzenlenmiş ve Mart 1918'de bağımsız olarak düzenlenen Kafkas İslam Ordusu bu gruba kâğıt üzerinde bağlanmıştır.
Sina ve Filistin Cephesi: (Dördüncü Ordu, Yedinci Ordu ve Sekizinci Ordu)nun oluşturduğu Yıldırım Orduları Grubu.
Irak (Mezopotamya) Cephesi: Altıncı Ordu.
Hicaz-Yemen Cephesi: 7. Kolordu'nun dört tümeni Hicaz, Asir, San'a ve Hudeybe'de idi.
İran Cephesi: Savaşın başında İstanbul'da, ardından geçici olarak ve aktif olmadan Çanakkale'de bulunan İkinci Ordu.
Galiçya Cephesi: Temmuz 1916 ile Temmuz 1917 arasında 19. ve 20. Tümenlerden oluşturulan 15. Kolordu.

Rütbeler



Harp Okulu'ndan mezun olunca mülazım-ı evvel (teğmen), Harp Akademisi'nde birinci sınıfa geçince mülazım-ı sani, Harp Akademisi'ni bitirince erkanıharp (kurmay) yüzbaşı rütbeleri alınıyordu. Harp Akademisi'ne sadece Harp Okulu'nu iyi dereceyle bitirenler alınırdı. Rütbeler üstten asta sıralı olarak şöyledir:
Müşir (Mareşal)
1. Ferik (Orgeneral)
Ferik (Tümgeneral ile Korgeneral arası)
Mirliva (Tuğgeneral ile Tümgeneral arası)
Miralay (Albay)
Kaymakam (Yarbay)
Binbaşı
Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı)
Yüzbaşı
Mülâzımı sâni (Üstteğmen)
Mülâzımı evvel (Teğmen)
Çavuş
Onbaşı
Nefer

Deniz Kuvvetleri

Osmanlı Donanması sancağı

Osmanlı İmparatorluğu'nun denizcilikle ilgilenmeye başlaması İzmit ve Gemlik taraflarının, daha sonra da Karesi ilinin alınması ile başlamaktadır. Karesi Beyliği gemilerinden faydalanılarak, Rumeli'ye geçen Osmanlı, 1390 yılında Gelibolu'da önemli bir tersane yapmıştır. Saruhanoğulları, Aydınoğulları ve Menteşeoğulları beylikleri gibi denizde kıyısı olan beylikler, Osmanlı İmparatorluğu'nun idaresine girince, onların tersanelerinden de istifade edilmişti.

Askeri Ödenekler



Osmanlı Ordusu kuruluş tarihi olan 1363 yılından yeniçerilerin kaldırıldığı 1826 yılına kadar geçen yaklaşık beş yüzyıl içinde genel kuvveti haliyle birçok değişikliğe uğrar.
Kanuni devrinde devletin yalnız topraklı süvarisi için yaptığı masrafların bugünkü değeri 600 milyon frank'ı geçmektedir ki bu da zamanın Fransa Hükümetinin tüm kara ordusu için harcamasına eşit bir tutardır.

Osmanlı Ordusu'nda eğitim



Mühendishane-i Bahr-i Hümayun, tersane ve donanmanın geliştirilmesi ve de tersane halkının eğitilmesi amacıyla kurulan denizcilik okulu.
Aşiret Mektebi, Sultan İkinci Abdülhamid Han tarafından, 21 Eylül 1892 tarihinde Aşiretlerin yoğun ve hakim olduğu bölgeleri muhafaza etmek için, bunların reislerinin ve ağalarının çocuklarını, Osmanlı kültürüyle yetiştirerek devlete ve saltanata bağlamak amacıyla açılan okul. Aşiret çocukları subay olarak da yetiştirilmiştir.

Osmanlı Ordusu'nda kullanılan silahlar



Osmanlı ordusunda; alemkılıç, ok, sapan, bozdoğan, topuz da denilen gürz, kamçı, döğen, balta, meç, şimşir, gaddara, yatağan, hançer, kama, mızrak, cirit, kantariye, kastaniçe, süngü, zıpkın, tırpan, çatal, halbart, mancınık, müteharrik kule, şayka, zarbazen, miyane zarbazen, şahî zarbazen, şakloz, drankı, bedoluşka, marten, ejderhan, kolonborna, miyane, balyemez adlarındaki toplar şişhaneli karabina, çakmaklı, fitilli çeşitleriyle tüfek, tabanca, zırh, karakal, miğfer, dizçek, kolçak, kalkan da düşman silâhından muhafaza için kullanıldı.

Mehter Takımı


Osmanlı Ordusunun moralini seferlerde yüksek tutarlar. Tarihin ilk askeri bandosu olarak tarihe geçmiştir.